SÜMÜKLÜ ADLI ROMANDAN
Boğazda fark edilir farkedilmez şekilde akan
deniz suyu,renkten renge geçerken görebilene
bir renk şöleni sunuyordu. Güneşin gah özgürce,
gah bulutlar arasından sıvışarak boğazda ki
lacivertliğin üstüne düşmesi lacivertle laciverdin,
suyla ışığın dansını doyumsuz ve sonsuz bir valsa
çeviriyordu.
Ne laciverdi dünyanın başka bir yerinde böyle
görebilirsiniz. ne de valsin böyle sonsuzluğa
Yürüdüğünü! Işıkla suyun birbirine dokunuşu
ayrı bir doyumsuzluğu yaşatıyor görebilenlere.
Akan suyun kıvrımları arasında dolaşan ışık aşkın
ve sevişmenin sonsuzluğunu resmeder gibi akıp
gitmektedir uçsuz bucaksız okyanuslara!
Parlak güneşte aheste aheste,yağmur ve fırtınada
Hırçın,gecenin karanlığında ise yakamozların
verdiği mum ışığında romantiktir bu sevişme.
Hiç durmuyordu. Işık suya,su akmaya doyamadan
akıp geliyordu boğaz maziden sonsuzluğa!
06. 07. 2013
